22 Mart 2010 Pazartesi

Bazen sadece 'hatırlamak' yeter...

Kimbilir belki karşınızdaki söylediği bir sözle fethetti o minicik gönlünüzü,

Belki elini omzunuza koyduğunda verdiği güvendi onu sizin kahramanınız yapan ...

Gözlerine baktığınızda sıcacık gülümsemesindeki sevgimiydi yoksa ??

Yoksa aldığı her yeni oyuncağı sizinle paylaşmasımıydı onu vazgeçilmez kılan ...

Birlikte walkman'in kullaklıklarını takıp,farklı şarkılarda olsa dinledikleriniz, o kocaman çam ağacının altında birlikte dans edişiniz mi yüzünüze o sıcacık gülümsemeyi katan....



Belkide aşık olduğunuz çocuğu işletmenizdi sizi birbirinize bağlayan....

Ya akşamın kör vakti hiç korkusuz yürüdüğünüz yolda onun yanınızda olduğunu ve hiç gitmeyeceğini bildiğiniz içindi bu sadakat...

Yada yıldızların altında geleceğe dair planların altına attığınız imzaysa onu hayatınıza katan...

Dönemin en meşhur şarkısıysa ARA BENİ,tam da bu şarkıda karşılıklı geçip dans ettiğiniz ansa ölümsüzleştirdiğiniz,

Eskiden bakkal dediğimiz şimdinin marketine giderken onca süslenmeye karşılık annenizden "ne o bakalın çırağına mı beğendireceksin kendini"diye fırça yediğinizde kendinizi tutamayıp dakikalar boyunca süren kahkahalarınızsa sizi çocukluğunuza götüren....



İşte şimdi ,

Oynadığınız saklambaçta,belki de yakartopta aradığınız "renk" onun tamda omzundaysa..

Hiç beklemeyin gidin onun omzuna dokunun :):):)

Çünkü ben öyle yaptım :):):)

1 yorum:

  1. canımın içi... biricik kardeşim benim.. ne güzel yazmışsın o günlerimizi.. bianda geri döndüm çocukluğumuza, o çam ağacına, bakkalın çırağına *=) elbette yazacak daha çook şey var, o günleri anlatmak için yetmez bu blog... "aşık olduğumuz çocukların" isimi gibi onlar da sırrımız olsun *;)

    YanıtlaSil