26 Ekim 2010 Salı

Yürüdüm ..
Koşar adım yürüdüm ...
Dışarısı buz gibiydi ama devam ettim yürümeye kulağımda kulaklıkla... kaç şarkı çaldı gitmek istediğim yere kadar bilmiyorum...
Hava karanlık... sokaklarsa bomboş...
Deniz kenarından yürüdüm .. en kıyısından...dengede durmaya çalıştım...denizin havasını çektim içime... oldu!

Belki de ilk defa tamda olmak istediğim yerde bağıra bağıra şarkı söyledim içimden geldiği gibi...Hoşuma gitti...

Gitmek istediğim yere yaklaştıkça kafamda bir sürü soru birikti cevabını bekleyen...
özellikle çoğalttım,biriktirdim bugüne kadar hepsini...biliyorum çünkü gitmek istediğim yerde hepsinin cevabı var ... Çoğaldım...

Telefonumu yeni aldığım çantanın içine attım... çaldı durdu cevap vermedim.. sakinlik işime geldi.. ulaşılamamak,merak edilmek,özlenmek değil,tam anlamıyla bu dinginliği yaşamaktı içimden geçen ... Dinlendim...

Tamda olmak istediğim yere geldiğimde ... artık tüm soruları cevaplandırmaya hazırdı karşımda...İçimde ne varsa anlattım ona ... meğer o da beni bekliyormuş...ben anlattım,o dinledi...o sordu ben cevaplandırdım ...
Teker teker,bıkmadan dinledi beni ... hepsine cevap verdi...
Beni cesaretlendirdi...

Bu iyi geldi...
İyi ayrıldım yanından,iyi ki gitmişim ...
İyi ki görmüşüm onu ...
Mutluyum çünkü!!!

3 Nisan 2010 Cumartesi

" KIRMIZI ZAMANI "

      Dönem dönem değişir renkler hakkındaki düşüncelerim...
   
      Çok seneler önceydi ... Henüz 7 yaşındaydım...En sevdiğim renkti pembe... Pembe kalemler,pembe defterler,pembe tokalar vazgeçilmezimdi....Giydiklerim,takıp takıştırdıklarım....Hepsi...
      Düşündüklerim,hayallerim,konuştuklarım,şarkılarım hep o, pembe dünyamın içindendi...
      Arkadaşlarım hep o, pembe dünyamın kahramanıydılar ...
  
      Sonra sadece biraz büyüdüm; ama sadece biraz... Gittikçe renklerim değişmeye başladı ... Bir gün pembeyken diğer gün lacivert,üç gün sonra siyahtı bana hoş gelen...
      Tıpkı bir gün mutlu olduğum,bir gün umutsuz,bir gün hayalperest olduğum gibi....

      Büyüdüm....
      Hayallerim,düşüncelerim,konuştuklarım,şarkılarım ve hatta arkadaşlarım...  
      Hepsi birer birer değiştiler... Sadece bir kaçı hala yanımdalar ...
      Hayal ettiklerim artık eskisi kadar pembe değiller,biraz daha gerçekle karşılaşmış olduklarındanmıdır nedir hiçte öyle ışıldamıyorlar artık...sanki biraz grileşmişler.....
      En sevdiğim şarkı bile artık Bahar'ı değilde,hazan mevsiminden bahsediyor :):)

      Kimi zaman eksildim,kimi zaman çoğaldım,ama çoğu zamanda "elde var bir" deyip bir sonraki haneye eklendim :):):)
      Her ne olursa olsun bana bunu hep renkler anlattı....
     Şanslıydım aslında en azından renklerim vardı bana unuttuklarımı hatırlatan ...

     Küçükken şimdi yaşadıklarımdan daha farklı bir hayat hayal etmiştim,o yüsden pespembeydi dünyam...
     Biraz büyüdüğümde,biraz biraz kaybetmeye başladığımda kahverengiydi tek rengim....
     Kaybetmeyi öğrendiğimde,nadasa çekilmeyi tercih ettiğimde beyazdı yeni açtığım sayfanın rengi...
     Artık kazanmanın zamanı geldi dediğim bir zamanda tek renkti hayatımı yeşillendiren ....
     Sonra hafiften hafiften bir bocalama yaşasamda yine de lacivertti beni tek kurtaran ....
     Şimdiyse kırmızı zamanımda,sadece kazanmanın huzuru,yaşadığım heyecanın tam ortasındayım ....



     Sarı ve mor mevsimi mi ???
    
     Onlar da zamanı gelince :):):)

25 Mart 2010 Perşembe

En Mutlu Olduğum Yer!

         Bazen herşey sıfırlanır hayatta..
"Tamam" dersin "en başatan ,en hayırlısı" .... Eskiye dair ne varsa eskide bırakır yeni baştan başlamaya adarsın kendini....İçindeki sese kulağını tıkayıp "yürü" dersin, kendi kendine hiç durmaksızın,ard arda...
Önüne kim çıkarsa çıksın aldırmazsın ezip geçer,kırıp dökersin...
        Çok kere karar vermişsindir aslında ama olmamıştır, hep birşeyler engel olmuştur zamanında ...İşte tüm o engel olanların yanından ayrılırsın bi süre sonra... Kabuğuna çekilip,düşünürsün ... Gerçekten ne oldu diye? Her gün artar o hayal kırıklıkların...Her gün bir başkasını duyarsın... Katmerlenir...İçinde çoğalır durur...Üzülürsün ama unutursun.. Unutmasanda,unutmuş gibi yaparsın.. İyi gelir...!!!
        Ayrı kalmak iyi gelse de, bir yanın oraya dönmek ister ama diğer yanın "hayır bi adım daha atma" diye kemirir durur beynini...doğru olan dönmemektir ,bunu bilirsin !
    
        İşte tamda böyle bi zamandı .... Dönmekle dönmemek arasında kaldığım bi zaman ayracında herşey sıfırlandı bi anda ... Tanıdıklarım,yaşadıklarım,bildiklerim,öğrendiklerim,sevinçlerim,üzüntülerim....
Herşey; ama herşey değişti bi anda....
        Şimdi, keşkelerimin azaldığı,iyi kilerimle yaşadığım o muhteşem devirdeyim...:):)
Ve hergeçen gün biraz daha büyürken ben,yaş hanemdeki sayılar,alnımda ve gülerken yanağımda oluşan çizgiler birer birer artarken, ben sadece "biz" olmanın keyfini çıkarıyorum ...
          Doyasıya gülüyorum....İçimdeki sevgiyi sonuna kadar kullanıyor,havaya yayılan aşk kokusunu sonuna kadar içime çekiyorum...!!!

          Ben sadece inandım.... Birinin bana RENK vereceğine ,birinin RENGİ olacağıma ....
Birbirimizin renklerini çalacağımıza inandım...
         
          Şimdi,
          En doğru rengi bulduğum,en doğru  ve en mutlu olduğum yerdeyim :):)

 
          E darısı sizin başınıza:):)

         


         
       
         
          

      

22 Mart 2010 Pazartesi

Bazen sadece 'hatırlamak' yeter...

Kimbilir belki karşınızdaki söylediği bir sözle fethetti o minicik gönlünüzü,

Belki elini omzunuza koyduğunda verdiği güvendi onu sizin kahramanınız yapan ...

Gözlerine baktığınızda sıcacık gülümsemesindeki sevgimiydi yoksa ??

Yoksa aldığı her yeni oyuncağı sizinle paylaşmasımıydı onu vazgeçilmez kılan ...

Birlikte walkman'in kullaklıklarını takıp,farklı şarkılarda olsa dinledikleriniz, o kocaman çam ağacının altında birlikte dans edişiniz mi yüzünüze o sıcacık gülümsemeyi katan....



Belkide aşık olduğunuz çocuğu işletmenizdi sizi birbirinize bağlayan....

Ya akşamın kör vakti hiç korkusuz yürüdüğünüz yolda onun yanınızda olduğunu ve hiç gitmeyeceğini bildiğiniz içindi bu sadakat...

Yada yıldızların altında geleceğe dair planların altına attığınız imzaysa onu hayatınıza katan...

Dönemin en meşhur şarkısıysa ARA BENİ,tam da bu şarkıda karşılıklı geçip dans ettiğiniz ansa ölümsüzleştirdiğiniz,

Eskiden bakkal dediğimiz şimdinin marketine giderken onca süslenmeye karşılık annenizden "ne o bakalın çırağına mı beğendireceksin kendini"diye fırça yediğinizde kendinizi tutamayıp dakikalar boyunca süren kahkahalarınızsa sizi çocukluğunuza götüren....



İşte şimdi ,

Oynadığınız saklambaçta,belki de yakartopta aradığınız "renk" onun tamda omzundaysa..

Hiç beklemeyin gidin onun omzuna dokunun :):):)

Çünkü ben öyle yaptım :):):)