14 Aralık 2013 Cumartesi

Siz hiç menekşeli çikolata denediniz mi?


Bundan 4 yıl önce İstanbul'un gözbebeği Nişantaşı'nda nefis bir butik ile başlıyor onların hikayesi...Rojda ve Ruken Demirer kardeşlerin o güne kadar yedikleri hiç bir çikolatada aradıkları lezzeti bulamamaları onların ilham kaynağı oluyor ve İstanbul'un bir numaralı çikolata butiği olma yolunda adım atmaları için cesaretlendiriyor.
 
 
Rojda Demirer-Ruken Demirer


Rojda Demirer ve Ruken Demirer'in bu lezzetli fikri Marie Antoinette Chocolatier, şu an İstanbul’un en iyi çikolata butiklerinin başında geliyor. Onlar bunu "Kalite hedeflerimiz çok yüksek olduğu için Avrupa'nın en kaliteli çikolata ham madde ve meyve özlerini tespit ettik. Bu kaliteyle sektöre girmek adına düşük kar marjını tercih ederek fiyatlarımızı uygun seviyede tuttuk. Kısa zamanda da çok kaliteli bir müşteri kitlesi edindik." diyerek özetliyorlar.
 
Butiklerine koyacakları isim konusunda ise hiç zorlanmıyorlar. Fransa'nın lükse düşkün efsanevi kraliçesi Marie Antoinette, 18. yüzyılın ikonik karakterlerinden biri olmasının yanında, çikolata sevgisiyle de onlara esin kaynağı oluyor. Gittiği her yere özel çikolatacısını da beraberinde götüren kraliçeden çok etkileniyorlar. Barok ve 18. yüzyıl klasik stillerine özel bir ilgi duydukları için butiğin dekorasyonundan, çikolataların el yapımı kutularına dek, aynı ekolü devam ettirmek istiyorlar. Hatta bu doğrultuda mavi ipek şantukla kaplanmış butiğin en özel kutusunun bile Marie Antoinette’in mücevher kutusundan esinlenerek tasarlanmış bir replika olduğunu söylüyorlar.
 
 
Salepli
 
 
İlk zamanlar tüm ürünler butiğin üst katındaki küçük bir mutfakta yapılıyor. Biraz zaman sonra marka biraz tanınıyor, insanlar butikteki çikolataları fark ediyor, her geçen gün farklı simalar butiğin kapısını aralamaya başlıyor ve artık çikolata yetişmemeye başlıyor. Durum böyle olunca atölyeyi büyütmeye karar veriyor iki kız kardeş. Şuan Balmumcu'da zaman zaman workshoplarında düzenlendiği, yaklaşık 6 kişilik bir ekibin çalıştığı özel bir çikolata atölyeleri var. Bu küçük ama dev ekip  bu atölyede 60 çeşidin üzerinde el yapımı çikolata hazırlıyor, tümünün el yapımı olması ve günlük olarak üretilmesi de onları özel kılıyor. Çoğu zaman uğradığınızda Rojda ya da Ruken'i mutfakta çikolata yaparken görmeniz de mümkün... yaptıkları işi çok seviyorlar. "Özellikle rafine zevklere sahip kitlenin, devamlı müşteri haline gelmesi ve buna ayrıca "en güzel hediye" olarak yaklaşmaları bizi çok mutlu ediyor.Umarız bu şekilde devam eder.  " diyerek markaları ve başarılarıyla ilgili gururlarını dile getiriyorlar.

Hep kendilerini yeniliyorlar, yenilikleri takip ediyorlar... bir yandan da damak zevklerine çok güveniyorlar.Her sezon mutlaka çikolata menülerine yeni lezzetler, yeni karışımlar ekliyorlar. 2013-2014 kışına özel olarak ‘elma tarçın’ ve ‘zencefil bal’, bitki çaylarından esinlenerek tasarlanan, çikolata tutkunlarını kışa hazırlayan iki farklı lezzet. Yeni yıla özel olarak ürettilen ‘salepli’; geleneksel Bursa kestane şekerinin Belçika çikolatası içinde sunulduğu yumuşacık ‘kestaneli çikolata’ ve ‘menekşe’ de çok özel tatlarından yalnızca birkaçı. Bunların yanı sıra yaban kirazlı, menekşeli, aşk meyveli çikolatalar ile karamelli, bademli, hindistancevizli, orman meyveli, vişneli ve tropik meyveli trüfler gibi az bulunan çeşitler de hayli ilgi gören ürünleri arasında yer alıyor.
 
 
Menekşe Trüf
 
 
Yeni yıl için satışa sundukları yeni yıl sepetleri ise bir hayli revaçta... tükenmeden, siz de siparişinizi  www.marieantoinette.com.tr adresinden ya (212) 291 92 78  numaralı telefondan  verebilirsiniz.
 
 
 
 


 
 

13 Aralık 2013 Cuma

Yerli Malı Yurdun Malı!


  
Tadında Anadolu çocukluk yıllarımızın unutulmaz hatıralarını canlandırıyor. ‘Yerli Malı Haftası’na özel tatlar ve ikramlarla gelenekleri günümüze taşıyan Tadında Anadolu, bizlere paylaşmanın mutluluğunu ve toprağımızın bereketini hatırlatıyor.

 


 
Anadolu’nun dört bir yanından unutulmaya yüz tutmuş özgün tarifleri ve değişik tatları derleyerek günümüze taşıyan Tadında Anadolu, gelenekleri yaşatma misyonunu ‘Yerli Malı Haftası’nı kutlayarak sürdürüyor. ‘Yerli Malı Haftası’na özel hazırlanan nostaljik tatlarla çocukluk yıllarımızın sıcaklığına gidecek; minik keselerdeki kuruyemiş ikramı ile paylaşmanın mutluluğunu, raflarda yerini alacak taze meyveler ile toprağımızın bereketini hatırlayacağız.
 
Yerli Malı Haftası her yıl 12-18 Aralık tarihleri arasında kutlanıyor. Tadında Anadolu, unutulmaz hatıraları canlandırıyor; kendi çocuklarına geleneklerin büyülü dünyasını tanıtmak isteyenleri ve özgün lezzetlerden asla vazgeçemeyenleri bekliyor. Tadında Anadolu restoranlarında, Anadolu’nın  yöresel yemeklerini tadabilmenin yanı sıra, Türkiye’nin dört bir yanından getirilen 500’e yakın yerel lezzete ulaşmak da mümkün. Tadında Anadolu Ankara Esenboğa ve İstanbul Atatürk Havalimanı ile Bursa ve Yenikapı İDO Hızlı Feribot iskelelerinde.



4 Aralık 2013 Çarşamba

Tektekçi 2. Yaşında !


 


Gece hayatının nev-i şahsına münhasır ismi Tektekçi, 19 Kasım Salı günü ikinci yılı şerefine özel bir kutlama düzenledi. Tektekçi ailesi, doğum gününde dostlarıyla rengarenk ve eğlenceli bir gece geçirirken, Tektekçi Beyoğlu’nda adeta bir karnaval ortamı yaşandı. Kutlamada, Can Saban ve Ali Rıza Şahenk’in hazırladığı, merakla beklenen Tektekçi jingle’ı da ilk kez görücüye çıktı.

 
Yüzlerce kokteyl shot tarifi, farklı sunumları ve sürekli yenilik arayışıyla eğlencenin çizgisini değiştiren Tektekçi, 19 Kasım Salı günü ikinci yılını, karnaval havasında bir partiyle kutladı. Tektekçi’nin en sevilen DJ’lerinden Murat Beşer, Şener Çetin, Samet Akpınar, Yaniv Yohay, Barış Alazraki, Umut Aydın, Mürsel Aslan, Nadir Duman ve Güven Orman’ın performanslarıyla hareketlenen gece, 2013’ün son günlerine damgasını vurdu. Can Saban ve Ali Rıza Şahenk’in Tektekçi için özel olarak hazırladığı, merakla beklenen jingle ise gecenin sürprizlerinden oldu.

 Kısa süre önce Beyoğlu’nda aynı sokakta üçüncü barını açan Tektekçi’nin ikinci yaşı, renkli bir sokak partisi havasında kutlandı. Tektekçi dostları sokağa kurulan dilek ağacına Tektekçi renklerinde dileklerini asarken, üzerinde aynı anda 600 shot servis edilen shot pastası da büyük ilgi gördü. Parti girişine kurulan Presstagram cihazı sayesinde katılımcılar kendi çektikleri ve Instagram’da paylaştıkları fotoğrafları basarak geceyi ölümsüzleştirdi. Herkesin keyifle shot’layıp dans ettiği partide Tektekçi, dostlarına unutulmaz bir gece yaşattı. Menüsündeki yüzlerce shot’ı ve herkesi şaşırtan ilginç sunumlarıyla eğlencede kendi tarzını yaratan Tektekçi, 2. yaş gününde de dostlarını shot’a ve eğlenceye doyurdu.
 
Partiye katılan Azra Akın, Can Bonomo, Oben Budak, Erdem Yener gibi isimler, geç saatlere kadar gecenin tadını çıkardı.
 
Erim Özşen-Oben Budak-Erdem Yener-Tektekçi Kurucu Ortağı Berti Palambo

Can Bonomo



 
 
 
 

16 Eylül 2013 Pazartesi

Sezon Başladı!



Çocukluğumdan beri kanalların sezon başında yaptıkları tanıtım filmlerini merakla beklerim...
Aslında sanırım sadece sezon tanıtımlarını değil de, yeni dizilerin tanıtım filmleri, geçen yıl başlayan ama bu yıl da devam edecek dizilerin ilk bölüm tanıtımları, dizilerin yayınlanan sezon finalleri yıllar geçse bile hatırladığım şeylerdendir...
Kanal D, Show TV, Star TV, FOX, Yaprak Dökümü, Süper Baba, Bir İstanbul Masalı, Aşk-ı Memnu... vs. vs..
 
Çok seneler önce kanallar arasındaki rekabet bu kadar yoğun değilken logonun önünde beyaz bir fonda tüm oyuncu ve sunucuların rol aldığı klasik ve basit tanıtım filmleri yapılırdı...bu hem basit hem de ucuz bir yoldu kanallar için. Fakat son bir kaç senedir kanallar bu işe oldukça kafa yormaya başladılar... Yapılan kurgular, ortaya çıkan fikirler, gerçekleştirilen çekimler öyle başarılı ki insan bazen hiç tanımasa bile o işi ortaya çıkaran ekiple gurur duyabiliyor...
 
Bu yıl favorim FOX TV'nin sezon tanıtım filmi:

 
 
2012 için favori tanıtım filmim: Star TV'ye aitti ( buradan izleyebilirsiniz.)
2011 için favori tanıtım filmim ise; Kanal D' ye aitti. (buradan izleyebilirsiniz.)
 
Herkesin eline, fikrine, yüreğine sağlık...
 

15 Eylül 2013 Pazar

Lenka ile Bir Eylül Akşamı!







13 Eylül akşamı İstanbul'da Avustralyalı şarkıcı Lenka, Küçükçiftlik Park’ta kolay unutamayacağımız bir performans sergiledi. Olabildiğine sakin, olabildiğine sade ama bir o kadar da dinlendirici bir konserdi... Lenka kimdi diye düşünmene hiç gerek yok işte hatılayacağın şarkı şurada.  Bir trompet, bir gitar ve bir klavye eşliğinde sahneye çıkan Lenka yeni albümü ‘Shadows’u bizlere tanıtırken ilk iki albümünden şarkılar söylemeyi de ihmal etmedi.

Konserin yapılacağı Küçükçiftlik Park’a erkenden gitmiş olanlar çok şanslıydı. Çünkü Lenka’nın öncesinde sahneye çıkan Uninvited Jazz Band ve Gypsy Swing Family en az Lenka kadar muhteşem performanslar ortaya koydu. Aslında Uninvited Jazz Band’e çok da yabancı değiliz.
İstiklal Caddesi’ni sık kullananlar kontrbasları, trompetleri, cümbüşleri ve gitarlarıyla mutlaka fark etmiştir bu gençleri. 

Konser alanı tam bir festival alanı gibi hazırlanmıştı... yerlerde minderler, kilimler, Mutfak Ajansı'nın sucuk ekmek standı... Efes'in muhteşem bira standı ve yasaklara rağmen bizimle olmaları...ve tabii ki Tektekçi'nin o rengarenk shotları...her adımda sizi şehirden uzaklaştıracak bir sürü detay...

Saatler 22.00 olduğunda ise Lenka üzerindeki yeşil elbisesi ve başındaki gülleriyle sahnedeydi. İlk şarkısını söyleyip bizleri selamladıktan sonra aslında bunun normal bir konser olmayacağını az çok anlamıştık... Lenka öylesine duru ve öylesine sakindi ki konserden çok arkadaşlar arasında ufak bir parti veriyormuşuz hissine kapıldık hepimiz...

Konserin en ilginç özelliklerinden biri ise şarkılar değişse de hissiyatın değişmemesiydi. Lenka tüm şarkılarını öyle keyifli söylüyordu ki şarkıların temposu değişse de insanlar sadece eğleniyordu. Sanırım bu bir sanatçı için en çok arzu edilen şeylerden biridir...

Hem çok eğlenip, hem de bu kadar duru olan büyük konserler çok değildir...Ve cuma gecesi biz onlardan birini yaşadık. Lenka, Gypsy Swing Family ve Uninvited Jazz Band, bize tadına doyamadığımız bir cuma gecesi yaşattı. Hep bizimle olsunlar...

    

Fit Cooking!



 
Artık iyi görünmek ve iyi hissetmek için spor yapmak şart!
Sağlıklı beslenmek, cildin, saçların, gözlerin, ellerin, dişlerin, kısacası tüm vücudun ‘iyi’ hali için en önemli kriterlerden biri ama nedense "spor yapıyorum" ve "beslenmeme dikkat ediyorum" diyenlerin hep lezzetsiz yemekler yediğini düşünürüz... Çünkü biliriz ki onların hayatında tuz yoktur, şeker yoktur, tatlı yoktur, hamur işi yoktur...
 Oysa ki hayat bunlarla daha lezzetli değil midir??
 
 
 
Eğer siz de benim gibi düşünenlerdenseniz;
 
 http://www.hillsidecityclub.com/ ve http://www.istanbulculinary.com.tr/tr/ bir işbirliği yaparak ortak bir projeye imza atmışlar.Spor yapanlar için sağlıklı ve lezzetli yemeklerin yapıldığı bir workshop oluşturmuşlar. “Hillside Fit Cooking” adındaki workshop’lar sayesinde, artık isteyen herkes, yaptığı antrenmana uygun lezzetli tarifleri kolaylıkla hazırlayabilecekmiş.

Eğer katılmak isterseniz;
 
 
Yoga ve pilates yapan kişilerin tercih edebileceği örnek tariflerin hazırlanacağı workshop
5 Ekim Cumartesi günü , 
 
Kas ve kuvvet çalışması yapan kişilerin tercih edebileceği örnek tariflerin hazırlanacağı workshop ise  26 Ekim Cumartesi günü saat 11:00’de Istanbul Culinary Institute’de.
 
 
 Bu arada eğer katılırım ben buna diyorsanız, sınırlı sayıda kontenjan bulunuyormuş ve katılım ücreti 120 TL'imiş. Bir de Istanbul Culinary Institute’u (0212 251 22 14) arayarak kayıt yaptırabiliyormuşsunuz. Benden söylemesi...