26 Mart 2012 Pazartesi

Hayatımın en pembe en parlak rengi


Artık Yeni1Hayat...
Ve bunlar son yazılar...
Hani onlar yetiştiremediği için filan değil,onları özellikle sona sakladım:):)
Sıradaki;

Emoş: İçinde hiç bitmek tükenmeyen bir enerji var...İnsanın böyle bazen tutup onu silkeleyesi gelir....O kadar ki onun sadece uyuduğu zamanlarda konuşmadığını düşünen geniş bir hayran kitlesi bile var...Sanırım en yakın rekoru burnundan ameliyat olduğu zamandı...1gün boyunca acısından hiç konuşamamıştı garibim....:( Çoğu zaman onunla nasıl bu kadar uzun senedir bu tempoda arkadaşlık yaptığımı merak edenler bile oluyor...Ama inanın bazen aynı masada hiç durmaksızın farklı konularda birbirimizi dinlemeden de anlaşabiliyoruz...Belki de hangimiz daha çok konuşucaz diye içten içe yarışıyor bile olabiliriz...ben pek emin değilim :):)


Emoş'un müsait bir anını bulmanız mümkün değildir...Sanırım Dünya üzerinde bir Obama bir de Emoş bu kadar yoğundur...Sürekli bir telaşı mutlaka vardır...Onun bi allık almaya gitmesi,kuaföre gidip saçını yaptırması,evde oje sürmesi hep bir olaydır..arada bir 10dk.bulabilirseniz onu,hiç bırakmayın...o anı iyi değerlendirin....benden size tavsiye :):)






23 Mart 2012 Cuma

Serooo..kalk güneş doğuyor....



Hep ofistekiler yazdı...
Şimdi sıra onda..
İlk "o" yazar diye tahmin ediyordum ama o biraz ağır takıldı...
Yeni1Hayat'a günler kala postu için "kutlu doğum haftasının" yeni konuğu...

Zeynoş: Zeynebim ,zeynebim...canım zeynebim...:) Siz şimdi böyle birbirimizle sıkı fıkı olduğumuza bakmayın... benim her türlü nazımı,kaprisimi çeker,bi kere de gıkını çıkarmaz garibim...Daha bikaç hafta önce barıştık hatta kendisiyle...öyle de "sarı inadım" vardır :):)
Çoğu zaman aynı filme gidip,ayrı fikirlerle çıkarız...Hatta bu konuda zeynoş'un benimle gittiği filmlerin hep kötü çıktığına dair bir tezi bile var...Öyle de benzeriz birbirimize yanii..allah bozmasın :)
Benim artık parmak hesabını geçen yıllarım var onunla o ayrı ama arkadaşlığımızın son 7 senesi aramıza dahil olan ve şimdi Zeynep'in kocası olan Serkan Duru ile pek anlaşamadığımız aslında ortada... Ama bunu çok dert etmiyorum...sanırım onlar da bunun farkında :):)


İkimiz bir fidanın güller açan dalıyız..."yeşil elma"nın iki yarısı,bir çizgi filmin edi ile büdü'sü gibiyiz....
(Zeynoş'cum merak etme bu defa "Büdü" ben olurum :) )







Bahar oldum,bahar oldum,şimdi ben bahar oldum....

Ortalık kızıştı..
Yazılar ardarda gelmeye başladı...
Yeni1Hayat'a günler kala postunda bahsettiğim "kutlu doğum haftasının" üçüncü konuğu Orta Doğu ve Balkanların en iyi PR ajansının; en iyi Medya Direktörü....

Özcan: Contactplus'a geldiğim ilk günlerde ofisin Genel Müdür yardımcısı'ndan sonra tek erkeği idi..Yıllar ona hem ofisin diğer erkeler ile o çok özlediği spor yorumlarını yapabilmeyi, hem de ikinci kez baba olmayı beraberinde getirdi...

Ve sonunda kader onun da ağlarını ördü ve FMCG'de medya direktörü oldu..artık o da bizim gibi yeşil çay içip,Spa'lara gidiyor...Bloggerları yakından takip ediyor...Hatta öyle ki Hürriyet Kelebek' de en yakın arkadaşlarından biri oldu :)
  • Söylemeden duramadıkları: "Özcaaaann","sesli mail yazalım","kızlaaaarrr","contactplus'ın en sorunsuz günleri krizli günleridir.asıl kriz yoksa sorun vardır."stres olacak bişi yok arkadaşlar","süper bi fikrim var","hallederiz","tamam mı?"
  • Bir türlü vageçemedikleri: Hep dağınık masası,maillerini bir türlü zamanında okumaması...


İçindeki çocuk hep seninle olsun...


Ofiste kıyasıya rekabet devam ediyor....
Yeni1Hayat'a günler kala postunda bahsettiğim "kutlu doğum haftasının" ikinci konuğu o...


Melis Abla: Bizim ofisin Adile Teyzesi'dir...Hani o çok bilindik bir sahne vardır...Adile Teyze zili çalarak merdivenlerden iner...Kuzucukları da arkasından koşarak ilerler...Bizim ofiste de aynısıdır..



Bu arada siz benim "Abla" dediğime bakmayın...Aslında çok yaş farkı yok aramızda...İster saygıdan deyin,ister konu ne olursa olsun Orkide Gökhan'ın deyimiyle "Yumoş yumoş" davranmasından deyin..bi türlü Melis Abla demekten vazgeçemedim.Tabi çok sevgili Emoş'un "Melis Abla"demesinden etkilenmiş de olabilirim,bilmiyorum...(Burası çok önemli değil diye hemen geçiştiriyorum.)

  • Söylemeden duramadıkları: "cancum","oki doki","Şunu hızlıca bi halledelim","o noktada hassas dengeler var","söz uçar,yazı kalır abi","şunları toplu olarak bi göndersene,"kızlar,ben bi chart hazırladım,siz doldurun.","gel birlikte bakalım."
  • Giymeden duramadıkları: Matraş ayakkabı...( Onlara o kadar düşkündür ki...karda bile Balmumcu yokuşunda seke seke yürümesiyle övünür durur...:):) )


22 Mart 2012 Perşembe

Gülen Surat'ın doğumgünü heyecanı...


İlk yazı Duyduş'tan geldi...
Yeni1Hayat'a günler kala yazısında bahsettiğim "kutlu doğum haftasının" ilk konuğu o...

Duyduş: Bizim ofisin çıtır çerezlerinden...Ufaktır,tefektir ama sessiz,sedasız bir sürü iş halleder...olaylara ve kişilere verdiği "ooo!!" ünlemiyle hepimizin kalbinde ayrı bir yer edinmiştir...
  • Söylemeden duramadıkları: "Bak,bak şimdi","Ayy!bilmem ki","Merve,sen de biraz...","ama Melis Ablaaaa..."
  • Yemeden duramadıkları: Çubuk kraker,brokoli...ve dünya üzerindeki tüm sağlıklı yiyecekler...

"Yeni1Hayat" a günler kala....



Pazartesi günü benim doğum günüm:):)
Henüz "çıtır" olarak tarif edildiğimdenmidir nedir bilmiyorum ama doğum günüm hayatımın en önemli,asla unutulmaması gereken,hatta hep hatırlanması gereken günlerin en birincisidir benim için.
Her yıl, aylar öncesinden başlarım..."Doğum günümde bunu yapalım","doğum günümde bana bunu alın" ,"doğum günümde buraya gidelim"demeye..
Bu yılda yine gidilecek yerlerin listesi elimde hazır...yanında da upuuzuuuuunn bi wishlist'im var en pembesinden :) Eh!İnsanoğlu hediyeyi pek sever...


Bu yıl yepyeni bir heyecan yaşıyorum kendimce...
İçim kıpır kıpır..yerimde duramıyorum...hatta öyle ki geçenlerde Twitter'da takip ettiğim Sinem Dönmez'in deyişiyle "10 teyze gücündeyim."
(Bu arada Sinem Dönmez Marie Claire'de yazıyor,Twitter'daki follow listenizde yoksa mutlaka kendisini takibe almalısınız.)
Neyse,içimdeki bu can teyzelerin hepsi bir ağızdan "hayırlara vesile olsun inşallah" diye çığlık kıyamet halindeler...


Biraz önce herkesi velveleye verdimm..Hadi bana yazı yazın bakalım neler çıkacak dedim...
Hepimiz gırgıra vurduk...bakalım kimler, neleri ortaya dökecek...ben de merak ediyorum...
Pazartesi gününe kadar birer ikişer onları "kutlu doğum haftası" için yazdıkları ile fisuğunbahenesin'de konuk edeceğim...

Bakalım neler çıkacak...
Sevgiler,
Serap


17 Mart 2012 Cumartesi

Hayatınızın Mottosu



Bugün Hürriyet Cumartesi eki'nde Hakan Gence Cansu Dere ile özel bir röportaj gerçekleştirmiş..hakan'cığımın yazısını şurdan okuyabilirsiniz.
Yazı güzel..Fotoğraflar daha da güzel..Verilen yanıtlar güzel..
Tüm röportajı satırı satırına okudum...
Ve yazının sonunda Cansu Dere'nin  "Hayat mottom... iyi kararlar deneyimler sonucu oluşur, deneyimlerse verilmiş kötü kararlar sonucu."cümlesi tüm gün kulağımda çınladı durdu..

Hani bazen bi kere okursun,içselleşir okuduğun...sonra bi daha okursun...aklına gelir,sonra bi daha...
Bugün aynen bunu yaşadım...
Oturdum okudum..kalktım okudum...
Düşündüm...
İyi kararlarımı bana aldırtan ve benim kötü kararlar almama sebep olan deneyimlerimi düşündüm..
Hangisi beni daha çok mutlu etti ben karar veremedim...

İnsan kararları ile yaşar...verdiği kararlardır onun geleceğini ayakta tutan...
Bu durumda "Herkes kendine yakıştırdığını yaşar" da der bazıları...
Peki ya kendinden bağımsız verilen kararlar..Onlardan edindiği deneyimler de kendi sorumluluğunda mıdır?

Ne kadar gerek vardı, kuş mu kondu başına şimdi diyeceksiniz belki ama bugün benim hayat motto'mu düşündüğüm bi gün oldu...
Sonuç mu?
Küçüğüm, daha çok küçüğüm...bu yüzden bütün hatalarım :):)):)
xxxxx ;)